KELİMELER!


"kelimeler kelimeler albayım bazı anlamlara gelmiyor" demiş oğuz atay. güzel de demiş suskunum bu aralar hatta ağlamaklı oturup yazayım desem olmuyor ifade edemiyorum içimdeki durumu  yok yazmayayım bağıra çağıra şarkı söyleyeyim diyorum boğazımda düğümleniyor.  hiç kimsenin bilmediği bir dilde anlatsam, hiç kimsenin olmadığı, hiç kimsenin görmediği duymadığı diyarlara gidip oralarda yaşasam! ne olurdu! uzaklaşırmıydım insanların sahteliklerinden...
geçimsiz oluyorum bazen, bazen hayatı, insanları, kahveyi, dondurmayı, en sevdiğim frambuazlı pastayı sevmiyorum bazen...
tıkıyorum kulaklarımı şarkılara, susun diyorum susun! artık hüzünlendirmiyorsunuz beni ya da neşelenmiyorum artık ya da aşık olmuyorum sizinle, artık susun!
yok oldu kelimeler, yitirdi anlamlarını sonra oğuz atay'ın diline düştü "kelimeler, kelimeler albayım, bazı anlamlara gelmiyor."
sokaklara çıkıyorum neden sonra istemsiz, neresi bu yürüdüğüm yollar, bilmiyorum. algılarımı kapattım hayata bakıyorum öylece karşıdan gelen insanlar sürüsüne tuhaf geliyor birden ne çok farklı insan var, vücutlarının ötesinde farklı farklı düşünceler, farklı farklı hayatlar... Parmak izlerine benzetiyorum.
Bir kaldırımda duruyorum sonra, ne kadar güzel çalıyor şu adam kemanı karşı kaldırımda, aldırmıyor etrafına kendinden geçmiş sanki gözleri kapalı, kemanla bütünleşmiş. Üzerinde kahverengi, biraz kolları yıpranmış, her halinden eski olduğu belli olan bir ceket yine aynı dönemlerde alınmış ya da bulunmuş kot pantolonu, belki de yemekten, şık giyinmekten, aşık olmaktan, ondan, bundan, herşeyden çok önem veriyordu kemanına ve daha çok şey geçiyor kafamdan.
devam ediyorum yürümeye anlam veremiyordum bunca insan bunca hayat herşey sonunda ölmek için miydi. bir çocuk neden yıkılacağını bile bile inşa eder o kumdan kaleleri. neyse diyorum neyse!
sonra birden herşey susuyor, insanlar, şarkılar...
bembeyaz oluyor birden etraf
gözlerim kamaşıyor
inceden bişeyler batıyor gözlerime, vücuduma...
tamamen kapanıyor sonra gözlerim
açtığımdaysa! aman allahım hareket edemiyorum.
neden bağladınız kollarımı, neden herkes gözlerini kocaman açmış bana bakıyorlar,
bu kokuyu sevmiyorum! beyaz bir yataktayım, sol tarafımda şişmanca gözlüklü bir adam beyaz önlük giymiş elinde bir iğne, onun yanında annem, sağ tarafımda sarışın güzel bi kadın daha
anlıyordum!
annemin gözlerine bakıyorum, sakinleşiyorum, vücudum gevşiyor
ve artık göz kapaklarıma hakim olamıyorum
ve artık herşey siyah, karanlık...


PREGHİERA!




VE BİR FARİD FARJAD ESİNTİSİ KULAKLARDA...


GHOGHAYE SETAREGAN...




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ADELE SEVERLERR

VERSATİLE BLOG AWARD

BU GECE NE YAPSAK?